Bilgi Havuzu

DELTA REHBERLİK

EYVAH!!!

EVDE BİR LGS ADAYI VAR!

LİSELERE HAZIRLIK SÜRECİNDE ÖĞRENCİLERE NASIL DESTEK OLUNMALI?

Değerli Velimiz,

8.sınıf, öğrencilerimizin kariyer yolcuklarının başladığı en kritik dönemdir. Çünkü yıl sonunda onları çok önemli bir sınav beklemektedir. Henüz çok genç bir yaşta hayatlarıyla ilgili büyük kararlar alacak olmaları ve hedeflerini gerçekleştirmek için zorlu bir maratona başlamaları hem sizleri hem de onları derinden etkilemektedir.

LGS sınavına hazırlık başlı başına emeği ve stresi yoğun bir süreçtir. Bir yandan ergenlikle ilgili sorunlar devam ederken diğer yandan günün büyük bölümünü çalışmakla geçirmek, sürekli sınav kaygısı yaşamak adayların psikolojik olarak yıpranmalarına neden olabilmektedir.

Liselere hazırlık yılı ilan edilen bu dönemde sınava girecek öğrenci ile diğer aile üyelerinin gündemini bu sınavlar yoğun bir şekilde meşgul eder; günlük rutinlerini, aktivitelerini, planlarını kısacası yaşam tarzlarını önemli ölçüde etkiler. Velinin süreç boyunca tutumu, davranışları ve düşünceleri öğrenciyi de derinden etkilendiğinden bu dönemde sağlam bir psikolojiye sahip olmak önemlidir.

Yıllar içerisinde değişen sistemleri yakından takip eden, eğitim çözümleri geliştirerek öğrencilere ve velilere destek olan 16 yıllık tecrübeye sahip bir eğitim kurumu olarak bu dönemde velilerin çocuklarına nasıl davranmaları gerektiği konusunu detaylıca ele aldık.

 Amacımız 8. sınıfta öğrencileri olan siz değerli velilerimizi bekleyen sorunları belirlemek ,teklifler sunmak ve her daim iyilikleri için çabaladığınız çocuklarınızın gelişimlerine anlamlı katkılar sağlamak için onlara nasıl destek olabileceğimiz konusunda sizlere destek olmak.

 

LGS ADAYLARININ HAZIRLIK DÖNEMİNDE EN ÇOK ETKİLENDİKLERİ KONULAR

Yoğun Akademik Baskı

Sınavların geniş konu kapsamı, öğrencilerin yoğun bir öğrenme ve anlama sürecinden geçmelerini gerektirir. Soru çözümleri, testler ve deneme sınavları derken öğrenciler, bu süreçte artan bir akademik baskıyla karşı karşıya kalırlar.

Zaman ve Enerji Tüketimi

Okulda geçen zamanın yanı sıra yapılan bireysel çalışmalar ve deneme sınavlarına katılma öğrenciler için uzun çalışma saatleri anlamına gelir. Bu dönemde ders dışı etkinliklere daha az zaman ayrılır. Bu da gençlerin zaman ve enerji dengesini olumsuz etkiler.

Duygusal Zorluklar

Kariyer ve gelecek planındaki belirsizlikler, baskı ve rekabet ortamı nedeniyle oluşan stres ve kaygı, uzun bir hazırlık dönemi boyunca motivasyonu sürdürmede yaşanan zorluklar gençlerin bu süreçte psikolojik olarak yıpranmalarına yol açabilir.

Beslenme ve Uyku Düzensizlikleri

Uzun süreli ve yoğun bir tempoda çalışmalar yapmak gençlerin sağlıklı beslenme, düzenli uyku ve fiziksel aktivite gibi dengeli yaşam alışkanlıklarını ve bunlarla birlikte zihinsel ve fiziksel sağlıklarını olumsuz yönde etkileyebilir.

Sosyal Çevre ve Aktivitelerden Uzaklaşma

Yoğun sınav hazırlığı döneminde öğrenciler, sınavlara odaklanmak ve daha fazla çalışmaya zaman ayırmak için dış dünyadan, sosyal etkinliklerden ve arkadaş ilişkilerinden kendilerini soyutlayabilirler. Bu durum, kendilerini yalnız hissetmelerine ve zamanla sosyal becerilerinin zayıflamasına yol açabilir.

Aile İçi İletişim Kazaları ve Gerginlikler

Başarı ve gelecek konusunda büyük endişeler, artan beklentiler ve yaşanılan duygusal zorluklardan dolayı bu süreçte aile içinde çatışmalar veya gerginlikler meydana gelebilir; aile üyeleri arasındaki iletişim zorlaşabilir.
Kişisel deneyimler ve ihtiyaçlara bağlı olarak bireysel farklılıklar gösterse de gençlerin bu süreçte yaşayabilecekleri yaygın deneyimleri ve etkilerini bu şekilde ele alabiliriz. Bu durumlar tabii ki öğrenciler kadar velileri olarak sizleri de yakından etkiler ve sizler de çocuklarınızın başarıları ve geleceği konusunda doğal olarak endişeler taşıyabilirsiniz.

   

PLANLAMA NASIL YAPILMALI?

 



Siz de zaman zaman liselere hazırlık sürecinde “Acaba çocuğumun yaptığı çalışmalar yeterli mi?” sorusunu kendinize soruyor olabilirsiniz. Bu soru; günlük çalışma saatleri, çözülmesi gereken soru sayısı, deneme çözme sıklığı, ders dışı aktivitelere ya da teknolojiye ayrılan zamanlar gibi planlama ve çalışma düzenine yönelik diğer soruları da beraberinde getirir. Tüm bu sorularınızın yanıtlarını, önemli konu başlıklarını ve önerileri detaylı bir şekilde ele aldık.

Planlama becerisi sadece sınavlar söz konusu olduğunda değil, hayatın her alanında her birey için oldukça önemlidir çünkü bir plana sahip olmak; hedeflere yönelik daha organize bir şekilde çalışmaya, zamanı daha etkili bir şekilde yönetmeye, verimliliğe ve belirsizliklerle başa çıkabilmeye yardımcı olur. Bu da bireysel, akademik ya da ileri dönem mesleki yaşamda daha başarılı ve tatmin edici bir deneyim sağlar.

Hayallerine ulaşmak isteyen gençlerin de süreç yönetimini sağlayabilmeleri, düzenli çalışma alışkanlıkları oluşturmaları ve öğrenme sürecini verimli hâle getirmeleri için doğru ve kendilerine uygun bir plana ihtiyaçları vardır.

PLAN OLUŞTURULURKEN YAPILMASI GEREKENLER

 

           Hedef Belirlemek

Hedef belirlemek başarı merdivenin en önemli basamaklarından biridir. Öğrencilerimiz öncelikle ne istediklerine ve bunu niçin istediklerini net bir şekilde ortaya koymalıdır. Belirledikleri hedef veya hedeflerini kısa, orta ve uzun vadeli hedefler olarak sağlıklı bir planlama oluşturmalıdırlar. Bu süreçte eğitmenlerinden ve ebeveynlerinden destek alabileceklerini unutmamalıdırlar.

Öğrenciler, öncelikle neyi başarmak istediklerini net bir şekilde belirlemelidirler. Bu hedefler; ders ve konulara yönelik başarı hedefleri, yıl sonunda ulaşmak istedikleri hedefleri ya da iş ve meslek hayatına yönelik hedefler olabilir.




 

    Yapılacaklar Listesi Oluşturmak

 

Hedeflere ulaşmak için yapılacakları haftalık ve günlük olarak listeleyip sonrasında listedekilerin öncelikleri belirlenmelidir. Önemli ve acil olanlar öne alınarak yapılacaklar öncelik sırasına göre düzenlenmelidir.




 

     Sağlıklı Yaşama Rutinleri Oluşturmak

Fiziksel , ruhsal ve zihinsel sağlığın desteklenmesi için uyku, beslenme, egzersiz ve dinlenmeye ayrılan zamanlar plana dâhil edilmeli ve dengeli yaşam alışkanlıkları rutin hâline getirilmelidir.




  

   Zaman Çerçevesi Oluşturmak

Okul saatleri, gün içerisindeki kurslar, spor ya da hobiler gibi okul ve ders çalışma süresi dışındaki zaman alan iş ve uğraşlar belirlenmeli ve bir günlük bireysel ders çalışma süresi hesaplanmalıdır. Buna göre ders çalışmaya başlama ve bitiş saati planlanır ve “Günde ortalama kaç saat çalışılmalı?” sorusunun da cevabı belirlenmiş olur. Bu şekilde çerçeve oluşturmak belirsizliği ortadan kaldırır ve planın uygulanabilir olmasını sağlar.

Örneğin; bir öğrenci için bir günde okul ve ders dışı aktivitelerden ders çalışmaya kalan zaman 5 saat diyelim. Bu öğrenci için günde 7-8 saat bireysel ders çalışma süresinin olduğu bir program çok anlamlı olamayacaktır. Programa uymaya çalışmak için büyük ihtimalle uykuda geçirdiği süreden kısmaya çalışacak, bu da çalışma verimini düşürecektir. Öğrencinin gerçekleştirebileceği ölçüde bir ders çalışma süresi olmayacağı için bu programın sürdürülebilir olması da zordur. Bu yüzden gerçekleştirilebilir ölçüde ders çalışma saatleri belirlenmelidir. Bu da zaten kişisel tercihlere, öğrenme kapasitesine ve hedeflere göre şekillenir. Bu yüzden “Günde kaç saat ders çalışılmalı?” sorusuna verilecek cevap bireysel olmalıdır.




 

     Odaklanma Süresine Dikkat Etmek


Tam odaklanılmış verimli ders çalışma süresi belirlenmeli, ders çalışma periyotları bu doğrultuda planlanmalıdır. Örneğin; bir öğrenci 40 dakika odaklanarak ders çalışmayı sürdürebilirken başka öğrenci 25-30 dakikadan sonra odaklanmada güçlük yaşayabilir. Bu yüzden ders çalışma ve mola süreleri öğrencilerin verim aldığı sürelere göre ayarlanmalıdır.




     Mola Vermek

Uzun süreler boyunca kesintisiz çalışmak; odaklanmayı, motivasyonu ve çalışmadan alınan verimi olumsuz etkiler. Bu yüzden ders çalışma periyotlarının ardına kısa süreli molalar plana dâhil edilmelidir. Bu sayede zihinsel tazelenme ve bedensel dinlenme sağlanır.





        Ders Dışı Aktivitelere Yer Vermek


Aylık, haftalık ya da günlük planlarda sadece ders çalışmaya değil; sosyalleşme ya da başka ders dışı aktivitelere de yer verilmesi motivasyon ve psikolojik sağlığı olumlu yönde destekler.

 



        Planı Değerlendirmek

Belirli bir süre uygulanan planın ne kadar etkili olduğunu ve ilerlemeyi değerlendirmek önemlidir. Planın uygulanmasındaki zorluklar, hedeflere ulaşıp ulaşamama veya sınav sonuçlarına göre yapılacak öncelikli çalışmalara göre plan gözden geçirilmeli ve ihtiyaca yönelik gereken değişiklikler yapılmalıdır.

Sizler de burada bahsettiğimiz önemli noktaları dikkate alarak çocuklarınızın planlama ve zaman yönetimi gibi organizasyon becerilerini geliştirmelerine destek olabilirsiniz. Günlük, haftalık ya da aylık takvimlerini birlikte oluşturabilir, etkili zaman yönetimi tekniklerini deneyebilirsiniz. Bunları yaparken gençlerin bu süreçteki ihtiyaçlarının ve deneyimlerinin kişisel olduğunu anlamak önemlidir. Bu yüzden günlük çalışma saatleri ya da çözülmesi gereken soru sayıları gibi konularda herkese uygun belirli bir standardın olmadığı unutulmamalı ve baskı ya da kıyaslamaların olduğu bir tutum sergilenmemelidir.




       

Plan Oluştururken Dikkat

 Sınava 2- 3 ay kala artık konuların büyük kısmının da tamamlanmasıyla hız kazanmak ve daha çok sınav pratiği yapmak için deneme sınavlarının sıklığını artırabilirler. Bir ayda 5 ya da 6 deneme sınavı çözmek sınav hazırlığının son düzlüğünde öğrencileri yıpratmadan ve deneme sınavının gerçek amacının dışına çıkmadan bu sürecin daha verimli ve etkili bir şekilde ilerlemesini sağlayacaktır.

 

Son Ay Dikkat Edilmesi Gerekenler

 




DENEME SINAVLARININ SIKLIĞI NASIL OLMALI?

Bilindiği üzere deneme sınavları, öğrencilerin gerçek sınavlara akademik ve psikolojik olarak hazırlanmalarını sağlayan önemli araçlardır. Bu sınavlar; öğrencilere bilgi düzeylerini değerlendirme, eksiklerini fark etme ve bu eksikleri gidermeye yönelik çalışmalar yapma fırsatı sunar. Aynı zamanda deneme sınavları sorulara yaklaşım, zaman ve duyguların yönetimi gibi hazırlık ve gerçek sınav anına yönelik stratejilerin belirlenmesinde öğrenciler için yol göstericidir.


Sınav hazırlık sürecinin ayrılmaz parçası olan deneme sınavlarının ne sıklıkta olması gerektiğiyle ilgili öğrenciler ve veliler kesin cevaplar arayabilirler. Bu konuda bazı genellemeler ya da klasik inanışlar olabilir. Örneğin; “Haftada 1 ya da 2 kez deneme sınavı mutlaka çözülmeli, yoksa netler artmaz.” gibi bir senaryoda öğrenciler; sınav süresinin uzunluğu, öncesi, sonrası derken önemli ölçüde zihinsel anlamda yorulurlar ve dinlenmeye ihtiyaç duyarlar.

Sonraki adım ise deneme sınavlarından asıl yararı sağlamak için yapılması gereken bu sınavları doğru bir şekilde analiz edebilmek ve çalışmaları bu doğrultuda planlamaktır. Yani eksikleri tespit etmek ve kapatmaktır. Haftada en az 1 deneme sınavına giren öğrenciler, sınav günündeki zihinsel yorgunluğun dışında bir sonraki deneme sınavına kadar kalan sürede her bir ders ve konudaki eksiklerin belirlenmesi ve bu eksiklerin giderilmesinde yeterli zamanı bulamayabilirler. Bu durum da deneme sınavlarını öğrenciler için verimsiz bir hâle getirir. Bu yüzden önemli olan çok sık deneme sınavına katılmak değil, bu sınavların neye hizmet ettiğinin farkında olarak sıklığı belirlemektir.


Diğer bir önemli nokta ise deneme sınavlarının sıklığı,( haftada 2-3) öğrencilerin sınavlara yaklaşımlarını olumsuz yönde etkileyebilir. Deneme çözmekten başka bir çalışmaya yeteri kadar vakit ayıramamak, öğrenciler için öğrenme sürecinden uzaklaşmanın yanı sıra normal düzeyde yararlı olan kaygının da yaşanmamasına ve duyarsızlaşmaya neden olabilir. Sıradanlaşan sınavlara gereken önem verilmez ve sınav ciddiyeti ortadan kalkar. Bu durum da öğrenme sürecinden alınan verimi ve performansı olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenlerden dolayı, deneme sınavlarının sıklığı dengeli bir şekilde ayarlanmalıdır.



VELİLER ÇOCUKLARINA DESTEK OLURKEN BAŞKA NELERE DİKKAT ETMELİLER?

Kendi İdeallerinin Peşinde Koşmalarını Destekleyin

Bazı durumlarda veliler, çok istedikleri ama gerçekleştiremedikleri ideallerine çocuklarının ulaşmalarını isteyebilirler. “Ben olamadım ama sen olabilirsin.” gibi kulağa çok masum gelen bir ifade farkında olmadan çocuklarınız üzerinde baskı oluşturabilir ya da kendi isteklerinin önemsenmediği fikrine kapılarak motivasyonlarını düşürebilir. Bu noktada onların kendi istekleri, öncelikleri, değerleri ve hedefleri olabileceğini unutmamak önemlidir. Okul veya meslek seçimi kararını gençlere bırakın ve onların kendi yolculuklarını yapmalarına yardımcı olun. Bu sınav sürecinde ve hayatları boyunca motivasyonlarını korumalarına katkı sağlayacaktır.

Duygusal Destek Sağlamayı İhmal Etmeyin

Başarı ve sınavlar söz konusu olduğunda akademik hazırlık tek başına yeterli değildir. Psikolojik hazırlık da bu sürecin bir parçasıdır ve öğrenciler için başarıya giden yolda en az akademik hazırlık kadar önemlidir. Sizlerin bu süreçte çocuklarınıza vereceğiniz duygusal destek onların psikolojik hazırlık süreçlerini olumlu yönde etkileyecektir.

8.sınıf, öğrencilerde yoğun bir akademik baskı oluşturabilir. Bununla birlikte duygusal güçlükler yaşanabilir. Gençler bir yandan uzun soluklu ve yoğun tempoda çalışmalarını sürdürürken bir yandan da kaygı, korku, stres, özgüven eksikliği, hayal kırıklığı, tükenmişlik ya da motivasyon kaybı yaşanmasıyla olağan pek çok zorlayıcı duygu ve durumla başa çıkmak zorunda kalabilirler. Bu durumda onları yalnız bırakmayın; yanlarında olduğunuzu, onlara inandığınızı ve güvendiğinizi hissettirin.

Yaşadıkları zorlayıcı duygularla nasıl başa çıkabilecekleri noktasında yol gösterin. Nefes egzersizleri, gevşeme egzersizleri, meditasyon,  ya da farkındalık egzersizlerini birlikte yapın ve bunları rutinleriniz hâline getirin. “Ya olmazsa...” endişesiyle başa çıkmak için birlikte alternatif çözümler bulun. Alternatif planların olduğunu bilmek gerginlik ve kaygıyı hafifletebilir.

Motivasyon kaybı yaşadıkları zaman onlara hedeflerini hatırlatın. Bu hedefleri birlikte görselleştirin. Sınav başarısı gibi uzun vadede ulaşmak istedikleri büyük hedeflerini daha erişebilir bir hâle getirmeleri için onlara daha kısa vadeli hedefler belirlemelerinde rehberlik edin. Kısa vadeli hedeflerine ulaştıklarında ise -onlar için küçük bir başarı bile olsa- olumlu ve teşvik edici ifadelerle bunu kutlayın. Küçük bir adımda bile çabasının takdir edildiğini hissetmesi gençlerin kendilerine olan güvenlerini ve motivasyonlarını desteleyecektir.

Çok tükenmiş ve bunalmış hissettikleri zamanlarda molalar vermelerini sağlayın. Bu molaları sevdikleri, keyif aldıkları kişiler veya aktivitelerle geçirmelerine destek olun. Ardından onlara büyük resmi hatırlatın ve hedeflerine geri dönmeleri için yapılacakları birlikte planlayın.

     

Kıyaslama Yapmaktan Kaçının

Her birey biriciktir, kendine özeldir. Yani herkesin potansiyeli, öğrenme hızı, eğitim geçmişi, ilgi alanları, değerleri, yetenekleri, becerileri birbirinden farklıdır. Bu yüzden herkes kendi özelinde değerlendirilmelidir. Sizler de bu farkındalıkla çocuklarınızı kardeşleriyle, akranlarıyla, bir arkadaşınızın çocuğuyla ya da onun yaşındaki hâlinizle kıyaslamayın çünkü başkalarıyla karşılaştırmak çocuklarınızın motivasyon kaybı yaşamasına ya da sizinle tartışmasına yol açabilir.

 

Öz Bakım Becerileri ve Dengeli Yaşam Alışkanlıklarında Uygun Model Olun

Dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve yeterli uyku, her bireyin zihinsel ve fiziksel sağlığını korumasına yardımcı olur. Bu konuda onlara uygun bir model olmanız ve rehberlik etmeniz gençleri sağlıklı ve dengeli yaşam alışkanlıklarına teşvik edecektir. Ayrıca çocuklarınızın ilgi duyduğu alanları ya da yeteneklerini keşfedip bu konuda destekleyici olabilirsiniz. Örneğin sanatsal aktiviteler, spor dalları ya da hobileri için onlara alan açabilirsiniz.

 

Sınava Yüklenilen Anlamda Gerçekçi Olun

Sınava girecek öğrenciler ya da velileri bazen girilen sınavlara gereğinden fazla anlam yükleyip bu sınavların yaşamlarındaki her şeyin tek ve en önemli belirleyicisi olduğu gibi bir düşünceye kapılabilirler. Böyle bir düşünce yapısı, sınava girecek öğrencilerde ve ailelerinde doğal bir kaygı seviyesinin ötesine geçebilir ve baş edilmesi güç bir hâl alabilir. Böyle olmaması için sizlerin ve çocuklarınızın yaşamlarındaki en önemli dönüm noktasının bu sınav olmadığını kabul edin.

Burada anlatmaya çalıştığımız şey elbette sınavları ciddiyete almamak değildir. Tabii ki sınav hazırlık sürecini çocuklarınızın ve sizlerin en iyi şekilde yönetebilmesini sağlamak için sınavlara gereken önem verilmeli ve gençlerin başarısı için onlara destek olunmalıdır. Ancak bu noktada önemli olan, gerçekçi bir bakış açısıyla sürece yaklaşmaktır. Sonuçta bu sınavlar hayatın sadece bir parçasını oluşturur ve unutmayalım ki hayat bir sınav sonucundan çok daha fazlasıdır. Bu yüzden, başta sizler bu şekilde düşünürseniz çocuklarınızın da sınava daha gerçekçi bir taraftan bakmasını sağlayabilirsiniz.

 

Sabırlı Olun

Bu sürecin uzun soluklu ve yorucu olduğundan bahsettik. Zaman alan, iniş çıkışlarla dolu olan bu yolun sonunda hem gençlerin hem de sizlerin istediğiniz, hayalini kurduğunuz hedefe ulaşmaları için sabırlı olmaya ihtiyacınız olacaktır. Siz sabır gösterirseniz çocuklarınız da duygusal denge ve motivasyonlarını koruyabilirler.

 

Sevgiyle, mutlulukla ve sağlıcakla kalın…